Masallar gerçek olursa! / Once Upon a Time

21:54 orta boy popcorn 0 Comments




Merhabalar! :) Umarım herkesin haftası çok güzel başlamıştır ve öyle devam eder. Bugün günlerden Pazartesi, yani birçok kişinin en nefret ettiği gün. "Pazartesi sendromu" yaşamayan çok az insan vardır sanırım. İki yıl öncesine kadar ben de yaşayanlardan biriydim ama iki yıldır gelmesini iple çeker oldum. Çünkü, -şu sıralar- en sevdiğim dizinin yeni bölümünü izliyorum: Once Upon a Time! Tabi aynı gün izlediğim, Revenge'in de payı büyük. :) Neyse, ona sonra değiniriz.

Dizi izlemek, birçok kişi gibi benim de boş zamanlarımda en çok yaptığım şey. Bazen kendimi unutup arka arkaya 8-9 bölüm izlediğimi bilirim. İnsan, başladığında duramıyor. :) Bu yüzden daha çok zevk almak adına, birkaç bölümü biriktirip de izlediğim oluyor arada. İleride izlediğim dizileri ayrı bir yazıda yazmayı planlıyorum, biten ama çok sevdiklerimi de tabi ki. Ama bugün; gün de Pazartesi iken, Once Upon a Time'ı tanıtmak istedim. Belki duyan ama izleme konusunda kararsız kalanlara yardımcı olur, belki de bilmeyenlerin hayatına yeni bir dizi ve renk katar..

DİKKAT DİKKAT! SPOİLER İÇERİR!

Dizinin bu sezon üçüncü sezonu. Ben iki sene önce izlediğim birkaç dizi bittiğinde, dizisiz kalmışken ve yeni bir şeyler arıyorken tanıştım. Yorumlardaki beğenileri görünce, merakım da arttı ve izlemeye başladım. En doğru kararlarımdan biri olmuş. :) Dizinin yapımcıları, Adam Horowitz ve Edward Kitsis. İkisi de Lost'un yapımcılarından! Hal böyle olunca, benim izleyip izlememe konusunda karar vermem çok daha kolay oldu tabi. Dizide macera, aşk, heyecan, aksiyon, etkileyici sahneler; kısacası her şey var! Özellikle fantastik yapımları sevenler yani benim gibiler için ideal bir yapım. Çocukluğumuzdan beri okuduğumuz Peri Masalları'nın gerçek olabileceğini düşündünüz mü hiç? İşte bu dizide her şey gerçek. Bu bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor. Pamuk Prenses, Kötü Kraliçe, Yakışıklı Prens, Kırmızı Başlıklı Kız, Peter Pan, Captain Hook, Frankestein vs.. hepsi gerçek ve onları hiç bilmediğimiz bir şekilde :)



İlk başta, konuyu okuyunca çocukça bir şeydir diye düşünebilirsiniz. Başta benim de tereddütlerim yok değildi. Ama hiç hem de hiç öyle değil! Mesela Pamuk Prenses çok iyi bir savaşçı, Kötü Kraliçe bildiğimiz gibi kötü değil. Yani bildiğimiz hallerinden çok farklılar. Olaylar birbirine çok iyi bağlanmış, iki hatta bazen üç farklı zamanı anlatsa bile yadırgamıyorsunuz ve hemen içine giriyorsunuz sahnenin. Görüntüler ve efektler çok çok iyi, özellikle indirip izleyenlerin HD indirmesini öneririm. Senaryo gerçekten iyi yazılıyor, ikinci sezon biraz durgun geçse de daima bir merak unsuru ve heyecan var. Özellikle bölüm sonu şaşırtmaları, bazen insana "kal getiriyor". Ayrıca dizinin en sevdiğim özelliklerinden biri de, hiçbir şeyi fazla uzatmamaları. Yani suyunu çıkarmıyorlar olayların, düğümler belli sürede çözülüyor ve sırlar fazla büyümüyor. Bu da sürekli yeni şeylerin olmasına yol açtığı için, asla sıkıcılaşmıyor dizi.

Kısaca özetlersem; dizi Kötü Kraliçe'nin, Pamuk Prenses'e olan nefreti nedeniyle ( ki bunun kısmen haklı bir sebebi var :) ) bir lanet yapması ve Büyülü Orman'da yaşayan herkesin Storybrooke adlı bir kasabaya gelmesiyle başlıyor. Fakat burada kimse bir şey hatırlamıyor, kim olduğunu bilmiyor. Bu sırada lanet hazırlanırken, Pamuk Prenses hamile kalıyor ve lanetten haberdar oluyor. Çocuğunu korumak için bir büyü yaptırıyor ve lanetten önce kızı Emma'yı dünyaya yani bildiğimiz diyara gönderiyor. Büyüye göre, yirmi yıl sonra Emma "savior" sıfatıyla kasabaya gelip herkesi kurtaracak. Böylece Emma kimsesiz bir çocuk olarak büyüyor. Sevgilisi oluyor ve bir çocuğu oluyor ancak çocuğunu evlatlık vermek zorunda kalıyor. Şansa bakın ki (!) çocuğunu evlat edinen kadın da, Regina. Yani Evil Queen. Henry, masal kitaplarında okuduklarının gerçek olduğuna inanıyor ve annesi Emma'dan haberi olunca, onu kasabaya getirmek için onu bulmaya gidiyor. Böylece dizi, ilk bölüm sonunda Henry'nin Emma'yı kasabaya getirmesiyle başlıyor. :) Böyle yazınca biraz karışık oldu sanki ama inanın, hiç öyle değil.



Tabi dizi iki sezonda çok yol aldı. Zaten bilinen bir şey olduğu için saklama gereği duymuyorum, lanet kırıldı ve Emma kim olduğunu öğrendi. Herkes her şeyi hatırladı. Derken ikinci sezonda, Snow ve Emma Büyülü Orman'a geldi ve sezonun yarısı onların dönüş hikayeleriyle geçti. Daha sonra yeni karakterler katıldı vs vs.. Birçok şey olup bitti ve bu sezon da Neverland'deyiz! Evet, yanlış duymadınız. :) Bu sezon iyi diye bize bunca yıl yutturulan (!) Peter Pan'in Henry'i kaçırması ve bizim ekibin de onu kurtarmak için Neverland'e gelmesi ile başladı. Şu an altı bölüm izledik ve bu konuda pek yol almış sayılmazlar ama çok iyi ilerliyor dizi. İkinci sezonda biraz tutuk olduğunu söylemiştim, bu sezon ise tek kelimeyle mükemmel! Neverland, çok farklı bir heyecan kattı. Storybrooke'taki bazı karakterler yok ama dizinin "esas" karakterlerini daha fazla görüyoruz. Pamuk Prenses, Kötü Kraliçe, Emma, Hook, Rumplestilskin vs.. hepsi bir arada! Çok ilginç sahnelerin ortaya çıkacağı kesin. :)

Bu arada bence dizinin bu kadar sevilmesinde en büyük pay, oyuncuların. Cast gerçekten çok çok başarılı! Hele ki çok önemli iki karakter, Rumple ve Regina'yı oynayan iki oyuncu gerçekten harikalar! Lana Parilla, Regina rolünde devleşmiş. Zaten nasıl güzel bir kadın, nasıl iyi rol yapıyor, nasıl güzel bir ses tonu var. Ayıla bayıla izliyorum biricik Regina'mı. Ona Evil Queen diyenler utansın! :) Kesinlikle favori karakterim! Keza Rumplestilskin rolündeki Robert Carlyle de çok başarılı. Hele Büyülü Diyar'daki halleri gerçekten izlemeye değer. O makyaj, o ses tonu, "deary" deyişi falan süper. :) Diziyi bu iki oyuncu taşıyor desem yalan olmaz. Bunun dışında, Ginnifer Goodwin, Josh Dallas, Jared Gilmore, Lost'tan tanıdığımız ve kendisini gördüğüme çok sevindiğim Emilie de Ravin, birçok dizide oynayan ve özellikle House'taki rolüyle tanınan Jennifer Morrison dizide öne çıkan diğer isimler. Ciddi anlamda çok iyi bir cast oluşturmuşlar ve herkes birbiriyle çok uyumlu. Büyük başarı!


Baya uzun bir yazı oldu ama bu kadar güzel bir dizi için değer. Umarım sizler de severek okursunuz. Merak ediyor ama emin olamıyorsanız, mutlaka başlayın derim! İkinci sezon biraz durgun geçse de pes etmeyin ki durgun desem de sıkıcı falan hiç değil. Zaten bu sezonki tempo ve heyecan unutturuyor geçen sezonu. :) Merakla bekliyorum her yeni bölümü. Aranızda izleyenler varsa, lütfen yorum yapın. Dizinin IMDB sayfası için, tıklayın.  Bu arada, IMDB notu de 8.0. Belirteyim. :) Şimdi "Once Upon a Time in Wonderland" adlı bir spin-off da başladı ama pek ilgimi çektiğini söyleyemem şahsen. Belki sizin çeker. 

"Yaşasın sevdiğimiz dizileri izlediğimiz günler!" diyerek yazımı noktalıyorum. Umarım okurken keyif alırsınız. Herkese su gibi geçecek ve çok güzel bir hafta dilerim! :)

0 yorum: